Bize göre herkes hakkını yargı önünde ve kurallara en güzel şekilde uyarak aramalıdır. Bunları yapmak yerine hocaya sataşmak, hocaya laf atmak, hocayla dalaşmak, hocayla alay etmek, hoca hakkında dedikodular uydurmak ya da hocaya iftiralar atmak kesinlikle doğru olmayacaktır. Bunların ahlaksızca ve alçakça davranışlar olduğunda ise hiç kimsenin şüphesi yoktur.
Bu itibarla halkımıza da bu konuda büyük görevler düşmektedir. Herkes hukuk içinde kalmalı ve yanlış işlere tevessül etmemelidir. Güçlünün değil, haklı olanın yanında yer almalıdır. Kimsenin bir başkasının onuru ile oynamaya hakkı ve yetkisi yoktur. Eğer gerçekten bir suç varsa bu elbette cezasız kalmamalıdır. Ama bütün bunlar hukukun evrensel ilkeleri içinde cereyan etmelidir.
Tekrar ifade edelim ki, cami dernekleri görev ve sorumluluk alanlarını çok iyi bilmeli ve yapacaklarını hukuk kurallarına uygun yapmalıdır. “Ben bu imamı sevmedim. Bunu bu camiden kaçıralım da, nasıl olsa yerine yenisi gelir” diyerek imamlarla uğraşanlara da o cami cemaati gereken dersi vermelidir.
Bunu yapmayan ürkek, korkak, ilkesiz, tutarsız ve nemelazımcı cemaat ise mutlaka sorumlu olacağını bilmelidir. “İmamlar gelip geçicidir. Ama ben bu komşumla burada ölene kadar beraber yaşayacağım” diyerek zalime tepki göstermemek, yalana ve iftiraya ortak olmak ise çok büyük bir günah ve ağır bir vebaldir.
Bu nedenle normal bir vatandaş ortadaki delillere bakarak karar vermeli ve doğru kim ise onun yanında yer almalıdır. Adaleti uygulamak yerine kabile asabiyetiyle hareket etmek, ya da hemşehricilik yaparak suçluya sahip çıkmak, ya da “bu bizden nasıl olsa” diye zalimi destekleyip mağduru ezmeye kalkışmak ne insani, ne İslami ve ne de ahlakidir.
Bu bahsettiğimiz hususlarda cami derneğindeki diğer üyelere ve cami cemaatine büyük bir görev olarak düşmektedir. Duygularına kapılarak haksızlık yapmak üzere olan bir din kardeşini kötülük yapmaktan alıkoymak Hz. Peygamber’in bir sünnetidir. Bu sünneti yerine getirmeyerek sadece şeklen Hz. Peygamber’e benzemek asla yeterli değildir. Bir mü’minin aslında Hz. Peygamber’i gerçek anlamda sevip sevmediği de işte tam burada, yani zor zamanda belli olur.
İmama yanlışlık yapan kendi babası, abisi, amcası ya da çok yakın arkadaşı olsa bile ona karşı kalkıp: “Bu sizin yaptığınız yanlış. Elinizde delil yok, sadece dedikodu yapıyorsunuz. Haksız yere imamla uğraşıyorsunuz, sizin bu davranışınızı asla onaylamıyorum” diyen ve gereğini yapan gerçek anlamda Hz. Peygamber’i tanıyan ve onun izinden giden kimse demektir. Zaten Kur’an’ın da bizden istediği ve beklediği budur. Dolayısıyla bu ilkeli ve kararlı duruşu sergileyerek hakkı ve adaleti tutup ayağa kaldıranların sayısı bir toplumda ne kadar fazlalaşırsa, o toplumda suç oranları giderek düşeceği ve huzursuzlukların zaman içinde azalacağı muhakkaktır.
Biz müslümanlar, bu omurgalı, ilkeli, kararlı ve tutarlı duruşu sergilememiz durumunda haksızlık yapmayı alışkanlık haline getirenlerin kendi hallerini yeniden gözden geçirecekleri ve toplumda güzel insanların sayılarının artacağı ise bir gerçekliktir.
Böyle yapanlar varsa onlar artık bu yanlıştan şiddetle kaçınmalıdırlar. Çünkü bir imam kendisine saygıyla davranan bir cemaate sahip olduğunda, o da onlara daha fazlasıyla muamele edecek ve cematine saygıda kusur etmeyecektir.
Dinine değer veren bir kimsenin imamla uğraşması ve toplum nezdinde onun saygınlığına gölge düşürmeye çalışması kabul edilebilir bir davranış değildir. Böyle yapanların dine ve dini değerlere bakışlarını yeniden kontrol etmeleri ve Hz. Peygamber’i doğru anlamaları kendi lehlerine olacaktır.
Din görevlisine sahip çıkan arkasında dimdik duran Denizli müftüsü Sayın Veysel Çakı'yla ilgi bir hayli tebrik mesajları aldığımızı belirtmek isteriz. Diliyoruz böylesi nahoş olaylar yaşanmaz. Herkes görev alanında uyumlu çalışmalar sergiler. Ve Sayin Çakı, gibi onurlu müftülerimizin sayısı artar...
müftü hocamızı takdir ediyorum imamına sahip çıkan müftülere her zaman imamların ihtiyacı vardır çünkü müftüden destek bulmayan bir imam kendini çaresiz ve kaderine terkedilmiş görür
Rabbim böyle müftülerin sayısını arttırsın.
Muftumden Allah razi olsun diger muftulerimizede ornek olur İNŞAALLAH
Müftü hocamdan allah razı olsun hakiki bir müslüman , işi ehline veren allah tan korkan biri.
Evet
Dernek başkanı diye diye camileri kendi saltanatlarına döndürüp sanki imamın patronu gibi davran malarına müsade edilmemeli. Bence yasayla bi düzenleme yaparak dernek başkanıda imam olmalı onların yapacakları işi imamlar bin kat daha iyi yapar.bu şekilde dernek başkanlarının şişmiş egolarını ekşimiş suratlaranı çekmemiş oluruz .Ayrıca imamına sahip çıkan müftüyede teşek kür ederiz.selam ve dua ile.
Allah sizin gibi yöneticileri arttırsın.Allah razı olsun
boyle muftuler kaldimi beee o pamuk ellerini opmeklazim